Uşak Ekonomisine Genel Bir Bakış;
İlde kamu yatırımları çok düşüktür. 1990 – 1997 toplam kamu yatırım harcamalarına göre sıralamada Uşak ili 72. sıradadır. 2000 yılında 6 trilyon 284 milyar TL kamu yarımı olan Uşak’ın 2001 yılında daha da az 5 trilyon 250 milyar TL almıştır. Kişi başına aldığı kamu yatırımlarında ülkemizdeki sıralamada en sonlarda yer almaktadır. Uşak ilinde kişi başına gelir de düşüktür. 1998 yılı kişi başına gelir sıralamasında yaklaşık 600 milyon TL ile Ege Bölgesinde 8 il arasında, Afyon’un üstünde 7. sırada yer almaktadır. Türkiye’nin tüm illeri arasında ise 46. sıradadır.
Buna karşın Uşak kendi yatırımları ve girişimcileri sayesinde önemli gelişme kaydetmiştir. 1986 yılında 67 olan sanayi tesisi sayısı, 9 yılda önemli bir artışla 1995’te 84’e çıktıysa da, 1998 yılında 76’ya düşmüştür. 1995 – 1998 yılları arasında, Türkiye’de tesis sayısı düşen dört ilden birisidir. Bu olumsuzluklarla beraber işsiz sayısı giderek artmıştır. Resmi rakamlara göre 1998 ve 1999 yıllarında iş için başvuran 5.487 kişinin yaklaşık %40’ı işsiz kalmış, sadece 3.375 kişi iş bulabilmiştir.
Uşak’ta dericilik gücünü kaybetmektedir. Bu durum Uşak ekonomisi için büyük bir sorun demektir. Çünkü Uşak’ta dericilik tekstil ile birlikte il ekonomisinin büyük bir bölümünü oluşturmaktadır. Uşak’ta dericiliğin önemini koruması gerekir. Dericilik alanında yatırımların teşvik edilmesi ve dericilere gereken kolaylıkların sağlanması gerekir. Bugün ilde yaklaşık 250 iş yerinde 3.000 kişi istihdam ederek 5 milyon adet civarında elbiselik zig deri imal edilmektedir. Oysa, kapasitesi 35 milyon adet civarındadır. İmal edilen deri başta İstanbul olmak üzere yurt içindeki konfeksiyon atölyelerine satılmaktadır. Katma değeri daha yüksek olan deri giysi Uşak’ta fazla yapılmamaktadır. Tüm bunlar göstermektedir ki devlet tarafından imal edilmesi bir yana, Çin gibi işgücünün çok ucuz olduğu ülkelerin tekstilcileri ve dericileri karşısında küresel pazarlarda sürekli gerileyen deri sektörü Uşak’ı olumsuz etkilemiştir.
Uşak ekonomisi için kaçınılmaz gerçeklerin en önemlisi şudur. Katma değeri düşük tekstil ve dericilik, artık Uşak ekonomisinin gelişmesi için çok yetersiz kalabilmektedir. İleride daha da artacak olan küresel rekabet, yakın gelecekte durumu daha da olumsuz kılacaktır. Katma değeri daha yüksek ürünlere örneğin deri konfeksiyonuna geçmek için dört temel gereksinim vardır. Bunlar finansman, teknoloji, yetişmiş insan gücü ve Pazar. Bütün bunlar sağlandığında Uşak’ta dericilik oldukça gelişecek ülke içinde hatta dünya çapında sesini duyurabilecektir.
2. UŞAK’TA DERİCİLİĞİN TARİHİ GELİŞİMİ
Uşak’ta dericiliğin tarihi M. Ö. V. Yüzyıla dayanmaktadır. Bu bölgeye yayılmış bulunan Frigler devrinden beri devam eden dokumacılık ve dericilik, bölgenin karekteristik bitkisi olan palamut ve boya elde edilen bitkiler ile geniş meralardaki hayvancılığa dayanmıştır. Selçukluların Anadolu’yu istilasından itibaren, daha belirgin bir gelişme göstererek çok yakın bir zamana kadar devam eden ve gittikçe gelişen dericilik tabiat şartlarının sağladığı imkan ve etkilerden meydana gelmiştir.
Ege Bölgesi’nin sanayide ileri gitmiş illerinden biri olan Uşak’ta sanayileşme hareketi halıcılıkla başlamıştır. Halı ipliği imal eden fabrikalara ve tacirlere yün temin eden tüccarlar, yapağı yerine yünlü deri almayı tercih etmişler ve bu hâl deri sanayinin doğmasına neden olmuştur. Böylece, halıcılık dolaylı olarak boyacılık ve dericilik zanaatını da birlikte getirmiştir.
Tarihi geçmişi 700 seneye varan ve saraya verilen ilk dilekçe Uşak tabak esnafına aittir. Altında 60’a yakın tabak esnafın imzası bulunmaktadır. Bu da göstermektedir ki deri sanayinin tespit edilen ilk merkezi Uşak’tır. Aynı zamanda o devirdeki esnafın birleşerek Lonca teşkilatını kurması da önem taşır.
Ahiler, Selçuklu Sultanlığının etkinliğini yitirmesinden sonra Anadolu’nun birçok bölgesinde örgütlenmişlerdir. Yine bu örgütlenme döneminde Uşak’ta da bir şube açmışlardır. Şubenin ilk açıldığı yer olan Eski Tabakhane bölgesinde, tabaklık mesleği kısa sürede benimsenmiş ve yaygınlaşmıştır. Tabakhaneler, Uşak merkezinin içinden geçen çayın kenarında kurulmuştur. O devirde deriler sele ile çaya ıslatıldığı için bu çaya “Dokuzsele Çayı” veya “Tabakhane Çayı” denilmiştir.
1926 yılında halıcılık ve buna bağlı olarak gelişen dericilik Uşak’ın başlıca gelir kaynaklarını teşkil ederken 1929 – 1930 yıllarında dünya iktisadi hayatında başlayan buhran yurdumuzun ihracatının azalmasına sebep olmuştur. Bu durum dolaylı olarak diğer sanayi kollarına etki etmiş ve Uşak iktisadi hayatında büyük gedikler açmıştır.
1937 yılına geldiğinde eski tabakhane mevkiinde deri imal eden tabakhaneler, hızlı şehirleşme sonucu şehrin içinde kalmış ve tabakhanelerin yetersiz kalmasından dolayı elli sene önceki yerlerini terk ederek yine Dokuzsele Çayı’nın kenarında kurulan yeni tabakhane semtine taşınmıştır. Taşındıktan sonra yapılan bir incelemeye göre iki fabrika ve doksan tabakhane olduğu tespit edilmiştir.
1960’lı yılların sonlarına doğru il ekonomisinde başlayan göreceli canlanma deri sektöründe de kendini göstermiştir. Dericiliğin babadan oğla geçen bir zanaat olmasından dolayı ilkel yöntemlerle ve doğal maddelerle üretim yapılmasının yerini 1960’lı yılların sonlarına doğru giysilik deri üretimine geçilmesi nedeniyle tabakhanelerde kimyasal maddeler kullanılmaya başlanmıştır.
1967 yılında uşak’ta bir deri fabrikası, yününden ayırıp temizlediği ham derileri pikle halinde fıçılara ambalajladıktan sonra İzmir yoluyla Avrupa ve Amerika’ya ihraç etmekte idi.
1970 yılında Uşak’ın kalkınmada öncelikli iller kapsamına alınması, 1970’lerde başlayan nitelikli deri ve deri konfeksiyonu yatırımlarının gelişmesine neden olmuştur. Bu yıllarda teşfik kredilerinden yararlananlara yurt dışında çalışan işçilerden eklenmiş ve birikimlerini çok ortaklı şirketler aracılığı ile değerlendiren bu kişiler sanayi yatırımlarına yönelmişlerdir.
1973–1980 yılları arasında ildeki yatırımlar genellikle yerel sermayece gerçekleştirilmiştir. Bu dönemin geçmişten farkı kimi kesimlerde gerçekleştirilen yatırımların büyük ölçekli olması ve genel olarak imalat sanayinin yapısında bir çeşitlenme ortaya çıkmasıdır. Bu dönemde işyerlerinin %71’inde dokuma, giyim eşyası ve deri sanayi oluşturmakta ve ücretli çalışanların %46.8’i bu işkollarında bulunmaktaydı.
1982 yılında ildeki deri imalathanelerinde 1000 ton tabak yünü, 100 ton kıl, 1000ton meşin ve astarlık deri üretilmiştir. Ayrıca 60’a yakın işyerinde yeni eklenen makinelerle süet ve zig deri üretilmeye başlanmıştır. 1983 yılında yapılan bir araştırmaya göre ilde 300 deri imalathanesi vardı. Bu imalathanelerde 1500 işçi çalışmaktaydı. 1988 yılında Ticaret ve Sanayi odası ile Tabak Esnaf Odasına kayıtlı 537 deri sanayicisi olmasına rağmen bunlardan sadece 300 kadarının işletmesi vardı. Geri kalanı ise fason deri imalatı yapmakta idi. Ayrıca derneğe kayıtlı olmayan ve kayıt dışı çalışan 40-50 adet fason deri imalatçısı deri işlenmekteydi. Bu işyerinde 3500–4000 civarında işçi çalışmakta idi.
1994 yılının ikinci yarısında özellikle 5 Nisan 1994 tarihinde açıklanan istikrar paketinin doğal bir sonucu olarak ülke çapındaki imalat sanayinde görülen duraklama Uşak imalat sanayinde de görülmüştür, bunun sonucunda büyük bir darboğaz’a girilmiştir. Üretilen deri satılamaz hale gelmiş, ham deri ve yardımcı kimyasal madde girdilerinin aşırı artışı sonucunda da zarar eder duruma düşmüştür. 9 Haziran 1995 tarihinde Tabak Esnaf odasından alınan bilgilere göre odaya kayıtlı 356 adet deri sanayicisi bulunmaktadır. Fason deri işleyenlerin tamamı deri imalatını bırakmışlardır.
1988 yılı ile bugünü karşılaştıracak olursak odaya kayıtlı üye sayısında önemli derecede düşüş olmuştur. Çeşitli nedenlerden dolayı 181 adet sanayici deri işletmeciliğini bırakmıştır. Bunun sonucu olarak da istihdam edilen işçi sayısında da önemli bir düşüş meydana gelmiştir.
Günümüzde giysilik deri üretiminde önemli bir yeri olan Uşak’ta sanayicilerin bir kısmı şehir içinde kalan Yeni Tabakhane Semtinde, bir kısmı Çanlı mevkiinde bulunan Çanlı Tabakhanelerinde, bir kısmı Zigciler Sitesinde, bir kısmı da Karma Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet göstermektedir.
UŞAK’TAKİ DERİCİLİK İŞLETMELERİYLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER
İşletmeler, tek bir girişimci tarafından oluşturulabildiği gibi, iki veya daha fazla girişimcinin ortaklığıyla da oluşmaktadır. Uşak’taki deri işletmeleri tek şahıs işletmesi ve limited şirket olarak örgütlenmiştir. Bunlar %46,6’sı tek şahıs ve %53,4’ü limited şirket türünde yapılanmışlardır. Diğer şirket türlerinin görülmemesi işletmelerin büyümelerinin sınırlı olmasına neden olabilir. Tek şahıs işletmesi kurmak, limited şirket kurmaktan daha basit ve ucuzdur. Limited şirket en az iki ortak ve en az 500 milyon lira sermaye ile ana sözleşme hazırlanarak kurulurken şahıs işletmesi için ana sözleşme ve sermaye şartı yoktur. ortaklık türü bir yapılanmayı tercih etmeyenlerin limited şirketlerin tasfiyesinin Maliye Bakanlığı incelemesinin sonuçlarını metakip en az 1 yıl zaman alacağından olabilir ya da ortak iş yapma kültürünün yerleşmemesi sayılabilir. Şahıs işletmelerinde ise zarar olsa dahi yıllık asgari geçim endeksine göre vergi ödenmesi gerekir.
Dünyadaki deri pazarında rekabet güçleri çok zayıflamış durumda olan Türkiye’deki ve özellikle de Uşak’taki dericilerin ortak iş yapmaya özendirilmesi rekabet avantajını tekrar kazanmaları ve bu avantajı sürdürebilmeleri için en önemli şartlardan birisi olduğu unutulmamalıdır.
İşletmelerin kuruluş tarihlerine göre yaklaşık % 95 gibi yüksek bir oranla 25 yaşından küçük olduğu görülmektedir. Yüzyıllardır deri işletmeciliği yapıldığı bilinen Uşak’taki işletmelerin çok genç olması düşündürücüdür. Bu durum aynı zamanda işletmelerin büyük çoğunluğunun kurumsal bir yapıya sahip olmadıklarının da bir göstergesi sayılabilir. Bugün faaliyette bulunan işletmelerin yarıya yakınının 1990 – 2000 yılları arasında kurulmuş olması bu dönemde pazarda işlerin çok iyi gitmesine paraleldir. 2000’den sonra kurulan işletme sayısındaki azalma 1998’de başlayıp etkisi artarak hissedilen global krizin bu sektöre etkisi şeklinde betimlenebilir.
Deri işletmelerinin genellikle iki ya da üç katlı binalarda işleme yaptıkları tablo 4’ten anlaşılmaktadır. Ayrıca deri işletmelerinin dört ve beş katlı binaları da tercih ettiği anlaşılmaktadır. Ancak daha çok iki ya da üç katlı binalar tercih edilmektedir.İl
İlde kamu yatırımları çok düşüktür. 1990 – 1997 toplam kamu yatırım harcamalarına göre sıralamada Uşak ili 72. sıradadır. 2000 yılında 6 trilyon 284 milyar TL kamu yarımı olan Uşak’ın 2001 yılında daha da az 5 trilyon 250 milyar TL almıştır. Kişi başına aldığı kamu yatırımlarında ülkemizdeki sıralamada en sonlarda yer almaktadır. Uşak ilinde kişi başına gelir de düşüktür. 1998 yılı kişi başına gelir sıralamasında yaklaşık 600 milyon TL ile Ege Bölgesinde 8 il arasında, Afyon’un üstünde 7. sırada yer almaktadır. Türkiye’nin tüm illeri arasında ise 46. sıradadır.
Buna karşın Uşak kendi yatırımları ve girişimcileri sayesinde önemli gelişme kaydetmiştir. 1986 yılında 67 olan sanayi tesisi sayısı, 9 yılda önemli bir artışla 1995’te 84’e çıktıysa da, 1998 yılında 76’ya düşmüştür. 1995 – 1998 yılları arasında, Türkiye’de tesis sayısı düşen dört ilden birisidir. Bu olumsuzluklarla beraber işsiz sayısı giderek artmıştır. Resmi rakamlara göre 1998 ve 1999 yıllarında iş için başvuran 5.487 kişinin yaklaşık %40’ı işsiz kalmış, sadece 3.375 kişi iş bulabilmiştir.
Uşak’ta dericilik gücünü kaybetmektedir. Bu durum Uşak ekonomisi için büyük bir sorun demektir. Çünkü Uşak’ta dericilik tekstil ile birlikte il ekonomisinin büyük bir bölümünü oluşturmaktadır. Uşak’ta dericiliğin önemini koruması gerekir. Dericilik alanında yatırımların teşvik edilmesi ve dericilere gereken kolaylıkların sağlanması gerekir. Bugün ilde yaklaşık 250 iş yerinde 3.000 kişi istihdam ederek 5 milyon adet civarında elbiselik zig deri imal edilmektedir. Oysa, kapasitesi 35 milyon adet civarındadır. İmal edilen deri başta İstanbul olmak üzere yurt içindeki konfeksiyon atölyelerine satılmaktadır. Katma değeri daha yüksek olan deri giysi Uşak’ta fazla yapılmamaktadır. Tüm bunlar göstermektedir ki devlet tarafından imal edilmesi bir yana, Çin gibi işgücünün çok ucuz olduğu ülkelerin tekstilcileri ve dericileri karşısında küresel pazarlarda sürekli gerileyen deri sektörü Uşak’ı olumsuz etkilemiştir.
Uşak ekonomisi için kaçınılmaz gerçeklerin en önemlisi şudur. Katma değeri düşük tekstil ve dericilik, artık Uşak ekonomisinin gelişmesi için çok yetersiz kalabilmektedir. İleride daha da artacak olan küresel rekabet, yakın gelecekte durumu daha da olumsuz kılacaktır. Katma değeri daha yüksek ürünlere örneğin deri konfeksiyonuna geçmek için dört temel gereksinim vardır. Bunlar finansman, teknoloji, yetişmiş insan gücü ve Pazar. Bütün bunlar sağlandığında Uşak’ta dericilik oldukça gelişecek ülke içinde hatta dünya çapında sesini duyurabilecektir.
2. UŞAK’TA DERİCİLİĞİN TARİHİ GELİŞİMİ
Uşak’ta dericiliğin tarihi M. Ö. V. Yüzyıla dayanmaktadır. Bu bölgeye yayılmış bulunan Frigler devrinden beri devam eden dokumacılık ve dericilik, bölgenin karekteristik bitkisi olan palamut ve boya elde edilen bitkiler ile geniş meralardaki hayvancılığa dayanmıştır. Selçukluların Anadolu’yu istilasından itibaren, daha belirgin bir gelişme göstererek çok yakın bir zamana kadar devam eden ve gittikçe gelişen dericilik tabiat şartlarının sağladığı imkan ve etkilerden meydana gelmiştir.
Ege Bölgesi’nin sanayide ileri gitmiş illerinden biri olan Uşak’ta sanayileşme hareketi halıcılıkla başlamıştır. Halı ipliği imal eden fabrikalara ve tacirlere yün temin eden tüccarlar, yapağı yerine yünlü deri almayı tercih etmişler ve bu hâl deri sanayinin doğmasına neden olmuştur. Böylece, halıcılık dolaylı olarak boyacılık ve dericilik zanaatını da birlikte getirmiştir.
Tarihi geçmişi 700 seneye varan ve saraya verilen ilk dilekçe Uşak tabak esnafına aittir. Altında 60’a yakın tabak esnafın imzası bulunmaktadır. Bu da göstermektedir ki deri sanayinin tespit edilen ilk merkezi Uşak’tır. Aynı zamanda o devirdeki esnafın birleşerek Lonca teşkilatını kurması da önem taşır.
Ahiler, Selçuklu Sultanlığının etkinliğini yitirmesinden sonra Anadolu’nun birçok bölgesinde örgütlenmişlerdir. Yine bu örgütlenme döneminde Uşak’ta da bir şube açmışlardır. Şubenin ilk açıldığı yer olan Eski Tabakhane bölgesinde, tabaklık mesleği kısa sürede benimsenmiş ve yaygınlaşmıştır. Tabakhaneler, Uşak merkezinin içinden geçen çayın kenarında kurulmuştur. O devirde deriler sele ile çaya ıslatıldığı için bu çaya “Dokuzsele Çayı” veya “Tabakhane Çayı” denilmiştir.
1926 yılında halıcılık ve buna bağlı olarak gelişen dericilik Uşak’ın başlıca gelir kaynaklarını teşkil ederken 1929 – 1930 yıllarında dünya iktisadi hayatında başlayan buhran yurdumuzun ihracatının azalmasına sebep olmuştur. Bu durum dolaylı olarak diğer sanayi kollarına etki etmiş ve Uşak iktisadi hayatında büyük gedikler açmıştır.
1937 yılına geldiğinde eski tabakhane mevkiinde deri imal eden tabakhaneler, hızlı şehirleşme sonucu şehrin içinde kalmış ve tabakhanelerin yetersiz kalmasından dolayı elli sene önceki yerlerini terk ederek yine Dokuzsele Çayı’nın kenarında kurulan yeni tabakhane semtine taşınmıştır. Taşındıktan sonra yapılan bir incelemeye göre iki fabrika ve doksan tabakhane olduğu tespit edilmiştir.
1960’lı yılların sonlarına doğru il ekonomisinde başlayan göreceli canlanma deri sektöründe de kendini göstermiştir. Dericiliğin babadan oğla geçen bir zanaat olmasından dolayı ilkel yöntemlerle ve doğal maddelerle üretim yapılmasının yerini 1960’lı yılların sonlarına doğru giysilik deri üretimine geçilmesi nedeniyle tabakhanelerde kimyasal maddeler kullanılmaya başlanmıştır.
1967 yılında uşak’ta bir deri fabrikası, yününden ayırıp temizlediği ham derileri pikle halinde fıçılara ambalajladıktan sonra İzmir yoluyla Avrupa ve Amerika’ya ihraç etmekte idi.
1970 yılında Uşak’ın kalkınmada öncelikli iller kapsamına alınması, 1970’lerde başlayan nitelikli deri ve deri konfeksiyonu yatırımlarının gelişmesine neden olmuştur. Bu yıllarda teşfik kredilerinden yararlananlara yurt dışında çalışan işçilerden eklenmiş ve birikimlerini çok ortaklı şirketler aracılığı ile değerlendiren bu kişiler sanayi yatırımlarına yönelmişlerdir.
1973–1980 yılları arasında ildeki yatırımlar genellikle yerel sermayece gerçekleştirilmiştir. Bu dönemin geçmişten farkı kimi kesimlerde gerçekleştirilen yatırımların büyük ölçekli olması ve genel olarak imalat sanayinin yapısında bir çeşitlenme ortaya çıkmasıdır. Bu dönemde işyerlerinin %71’inde dokuma, giyim eşyası ve deri sanayi oluşturmakta ve ücretli çalışanların %46.8’i bu işkollarında bulunmaktaydı.
1982 yılında ildeki deri imalathanelerinde 1000 ton tabak yünü, 100 ton kıl, 1000ton meşin ve astarlık deri üretilmiştir. Ayrıca 60’a yakın işyerinde yeni eklenen makinelerle süet ve zig deri üretilmeye başlanmıştır. 1983 yılında yapılan bir araştırmaya göre ilde 300 deri imalathanesi vardı. Bu imalathanelerde 1500 işçi çalışmaktaydı. 1988 yılında Ticaret ve Sanayi odası ile Tabak Esnaf Odasına kayıtlı 537 deri sanayicisi olmasına rağmen bunlardan sadece 300 kadarının işletmesi vardı. Geri kalanı ise fason deri imalatı yapmakta idi. Ayrıca derneğe kayıtlı olmayan ve kayıt dışı çalışan 40-50 adet fason deri imalatçısı deri işlenmekteydi. Bu işyerinde 3500–4000 civarında işçi çalışmakta idi.
1994 yılının ikinci yarısında özellikle 5 Nisan 1994 tarihinde açıklanan istikrar paketinin doğal bir sonucu olarak ülke çapındaki imalat sanayinde görülen duraklama Uşak imalat sanayinde de görülmüştür, bunun sonucunda büyük bir darboğaz’a girilmiştir. Üretilen deri satılamaz hale gelmiş, ham deri ve yardımcı kimyasal madde girdilerinin aşırı artışı sonucunda da zarar eder duruma düşmüştür. 9 Haziran 1995 tarihinde Tabak Esnaf odasından alınan bilgilere göre odaya kayıtlı 356 adet deri sanayicisi bulunmaktadır. Fason deri işleyenlerin tamamı deri imalatını bırakmışlardır.
1988 yılı ile bugünü karşılaştıracak olursak odaya kayıtlı üye sayısında önemli derecede düşüş olmuştur. Çeşitli nedenlerden dolayı 181 adet sanayici deri işletmeciliğini bırakmıştır. Bunun sonucu olarak da istihdam edilen işçi sayısında da önemli bir düşüş meydana gelmiştir.
Günümüzde giysilik deri üretiminde önemli bir yeri olan Uşak’ta sanayicilerin bir kısmı şehir içinde kalan Yeni Tabakhane Semtinde, bir kısmı Çanlı mevkiinde bulunan Çanlı Tabakhanelerinde, bir kısmı Zigciler Sitesinde, bir kısmı da Karma Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet göstermektedir.
UŞAK’TAKİ DERİCİLİK İŞLETMELERİYLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER
İşletmeler, tek bir girişimci tarafından oluşturulabildiği gibi, iki veya daha fazla girişimcinin ortaklığıyla da oluşmaktadır. Uşak’taki deri işletmeleri tek şahıs işletmesi ve limited şirket olarak örgütlenmiştir. Bunlar %46,6’sı tek şahıs ve %53,4’ü limited şirket türünde yapılanmışlardır. Diğer şirket türlerinin görülmemesi işletmelerin büyümelerinin sınırlı olmasına neden olabilir. Tek şahıs işletmesi kurmak, limited şirket kurmaktan daha basit ve ucuzdur. Limited şirket en az iki ortak ve en az 500 milyon lira sermaye ile ana sözleşme hazırlanarak kurulurken şahıs işletmesi için ana sözleşme ve sermaye şartı yoktur. ortaklık türü bir yapılanmayı tercih etmeyenlerin limited şirketlerin tasfiyesinin Maliye Bakanlığı incelemesinin sonuçlarını metakip en az 1 yıl zaman alacağından olabilir ya da ortak iş yapma kültürünün yerleşmemesi sayılabilir. Şahıs işletmelerinde ise zarar olsa dahi yıllık asgari geçim endeksine göre vergi ödenmesi gerekir.
Dünyadaki deri pazarında rekabet güçleri çok zayıflamış durumda olan Türkiye’deki ve özellikle de Uşak’taki dericilerin ortak iş yapmaya özendirilmesi rekabet avantajını tekrar kazanmaları ve bu avantajı sürdürebilmeleri için en önemli şartlardan birisi olduğu unutulmamalıdır.
İşletmelerin kuruluş tarihlerine göre yaklaşık % 95 gibi yüksek bir oranla 25 yaşından küçük olduğu görülmektedir. Yüzyıllardır deri işletmeciliği yapıldığı bilinen Uşak’taki işletmelerin çok genç olması düşündürücüdür. Bu durum aynı zamanda işletmelerin büyük çoğunluğunun kurumsal bir yapıya sahip olmadıklarının da bir göstergesi sayılabilir. Bugün faaliyette bulunan işletmelerin yarıya yakınının 1990 – 2000 yılları arasında kurulmuş olması bu dönemde pazarda işlerin çok iyi gitmesine paraleldir. 2000’den sonra kurulan işletme sayısındaki azalma 1998’de başlayıp etkisi artarak hissedilen global krizin bu sektöre etkisi şeklinde betimlenebilir.
Deri işletmelerinin genellikle iki ya da üç katlı binalarda işleme yaptıkları tablo 4’ten anlaşılmaktadır. Ayrıca deri işletmelerinin dört ve beş katlı binaları da tercih ettiği anlaşılmaktadır. Ancak daha çok iki ya da üç katlı binalar tercih edilmektedir.İl
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder